Psikoterapi Etkililik Çalışmaları, Meta analizler ve Tekrarlama Krizi
Son on yıldır psikoloji bilimi genel bir tekrarlama krizi (replication crisis) ile boğuşurken, klinik psikoloji alanının bundan etkilenmiyormuş gibi gözükmesi pek çok kişiye garip geliyor olmalı. Ama aslında durumun tam olarak öyle olmadığını söyleyebiliriz. Bu kriz, klinik psikoloji için çok ama çok daha eski bir tarihe dayanıyor. Ünlü davranış bilimci Hans Eysenck 1952 yılında yayımladığı “Psikoterapinin etkileri: Bir değerlendirme” makalesinde, o zamana kadar elde edilmiş kısıtlı bulguların ışığında psikoterapinin nevrotik1 rahatsızlıklar için etkili bir tedavi yöntemi olmadığını iddia ederek uzun soluklu bir tartışma başlatmıştı. Eysenck’in bulgularına göre nevrotik rahatsızlığı olan kişilerin bir kısmı, kendi hallerine bırakıldıklarında zaten bir süre sonra iyileşiyorlardı. Aslında Hans Eysenck bir davranışçıydı ve onun psikoterapi olarak tanımladığı şey, o dönem için ağırlıklı olarak eklektik psikoterapiler ve psikanalizden ibaretti.
Nevrotik: O dönemlerde fobi, kaygı bozuklukları ve obsesif kompulsif bozukluk gibi psikopatolojileri sınıflandırmak için kullanılan bir ifade. ↩
Bilimsel Çalışmaların Kalitesini Artırmak için En Etkili Çözüm: Ön Kayıt (Preregistration) ve Doğrulayıcı (Confirmatory) Çalışmalar
Ön kayıt (preregistration), yapılan keşif (exploratory) çalışmalarını ve doğrulayıcı (confirmatory) çalışmaları birbirinden ayırt ederek daha şeffaf ve güvenilir bir bilim anlayışı yaratmak için oluşturulmuş bir kayıt sistemidir (Center for Open Science, 2020; Lindsay, Simons, & Lilienfeld, 2016). Son yıllarda psikoloji alanında ortaya çıkan kriz, alanyazında büyük ses uyandıran pek çok bulgunun tekrar edilemediğini göstermiştir (Open Science Colloboration, 2015; ayrıca bkz: tekrar edilemeyen 10 psikoloji çalışması ve rüzgârın yön değiştirmesi). Bu durumun pek çok sebebi olmakla birlikte en büyük sebebi, yapılan çalışmaların daha çok keşif çalışması olarak titiz olmayan yöntemlerle yapılmasıdır. Araştırmacıların büyük çoğunluğu tarafından kullanılan geleneksel istatistiki yöntemler (bkz: yokluk hipotezi anlamlılık testi / null hypothesis significance testing), keşif çalışmalarında değil, doğrulayıcı çalışmalarda daha güçlü ve doğru sonuçlar vermektedir (Nosek, Ebersole, DeHaven, & Mellor, 2018). Bu sebeple yayımlanan bilimsel araştırmaların keşif mi yoksa doğrulayıcı mı olduğunun rapor edilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Ne yazık ki pek çok araştırmacı, yaptığı keşif analizlerini doğrulayıcı analiz gibi rapor etmektedir.
Devamını oku... 11/05/2020 - Özge Bozkurt - 5 dakika yaklaşık okuma süresiTekrarlanamayan 10 Popüler Psikoloji Çalışması
Psikoloji alanını derinden sarsan ve giderek büyümekte olan tekrarlama krizi (replication crisis), 2011 yılında başlamıştır. Krizin oluşumunda, bilimsel çalışmaların basılma ve yayımlanma sistemi, bilim alanındaki kariyer basamakları ve tekrar çalışmalarına karşı süregelen genel bakış açısı gibi birçok etken vardır fakat bu yazı dizisinde odaklanacağımız etken, krizin patlama noktası olan, tekrarlanamayan çalışmalar olacak.
Devamını oku... 10/05/2020 - Defne Alkan, Hazal Arpacı ve Emine Bilgen - 7 dakika yaklaşık okuma süresiPsikoloji Neden Tekrarlama Krizi İçinde?
Tekrarlama krizinin (replication crisis) sonuçlarıyla ilgili yazıları web sitemizde derledik ve sunmaya devam edeceğiz. Sonuçları kadar bu krizin nedenlerine bakmak da önemli. Nitekim bu krize sebebiyet veren etmenleri anlamazsak açık bilim yolunda çok yol katedemeyiz. Bu yazıda alanyazında geçen nedenleri derlemeye çalıştım. Elbetteki bütün nedenlere bu yazıda değinmemiş olabilirim. Bunun sebebi, yeni ve henüz üstesinden gelinememiş krizin canlı tartışmalarının takibinin zorluğundan kaynaklanıyor. Bu yazı mevcut tartışmaların uzaktan bir fotoğrafı niteliğindedir diyebiliriz.
Devamını oku... 09/05/2020 - Emine Bilgen - 8 dakika yaklaşık okuma süresiBurada Olan Şey Rüzgarın Yön Değiştirmesi [Çev.]
Bu yazı Andrew Gelman’ın kişisel bloğunda yayımladığı “What has happened down here is the winds have changed1” başlıklı yazının çevirisidir. Yazının orijinaline şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: https://statmodeling.stat.columbia.edu/2016/09/21/what-has-happened-down-here-is-the-winds-have-changed/
Yazının başlıkları Randy Newman’ın Louisiana 1927 şarkısının dizeleridir. Şarkı, 1927 yılında Mississippi Nehri’nin taşması sonucu yaşanan ABD tarihinin en büyük sel felaketini anlatmaktadır. Şair burada 2011 yılında başlayan tekrarlama krizini psikoloji biliminin büyük sel felaketi olarak niteliyor. ↩
Açık Bilim Nedir, Açık Erişimden Farkı Nedir?
Açık Bilim, bilimsel pratiğin daha açık, şeffaf ve özenli hale getirilmesini; bu sayede tekrarlanabilir (replicable) ve yeniden üretilebilir (reproducible) bulgulara ulaşılmasını amaçlayan bir hareket olarak ortaya çıkmıştır. Yukarıda bahsi geçen temel kavramların özümsenmesi açık bilimin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacaktır.
Devamını oku... 07/05/2020 - Esra Ataman ve Ozan Can Çağlar - 1 dakika yaklaşık okuma süresi